NAMAZDA TEBBET SURESİ OKUNMAZ MI?

Televizyondaki tartışma programlarının en çok takip edilen konulardan birisi de din ve dini alana ilişkin olanlardır. Belli bir seviye ve kalite tutturulduğunda hiç de fena olmamakla birlikte televizyon  sistemi, olmazları konunun istenilen düzeyde ele alınmasını engellemektedir..

İzleyici açısından bu programlar değişik öğrenme biçimlerine tanıklık etmekte. Katılımcıların hemen hepsinin ilahiyat fakültelerinde prof olmasına rağmen aynı konuda farklı  duruşlarla karşılaşmakta ve bunu anlamlandırmaya çalışmaktadır. Bir diğer öğrenmede iman ibadet insan Allah ilişkisinde ittifak eden hocaların iş amele geldiğinde furu yollarının kıvrımlarındaki sekmeleri olmaktadır. Bir diğer ifadeyle durduğu yerden bakan insanın hakikati bu açıya hapsetme çabası gözlemlenmekte adeta. Bu anlamda tv programları dini ve kültürel müktesabatı kucakalamaktan çok alabildiğine daraltılan anlam ve eylem biçimine doğru bir seyir izlemekte gibidir. Buradan başlıkta ki meseleye geçebiliriz.

Yine bir din konulu tartışma programında prof hocalarımızdan birisi namazda tebbet suresinin okunmaması gerektiği anlam açısın dua ve zikir olan namazın konseptine uymadığı mealinde bir cümle sarfetti. Kendilerine göre namazda dua ayetleri okunmalıymış...

Kur'an Allah tarafından inzal buyurulan ilahi kitap. Tabi ki her yönüyle insanın da Müslümanın da anlama ve çalışma konusu olabilir. Zaten öğüt ve yol gösterici misyonu da bunu gerektirir. Araştırma ise sınırları, bağlamı ve sonuçları az çok bilinen bir eylem biçimidir. Dolayısıyla Kur'an merkezli bir araştırmada da bu yöntemler uygulandığında hem konu hem sonuç bağlamında sınırlı bir durum karşımıza çıkacaktır. Dolayısıyla sınırlı sonuçları Kur’an’ın hakikati bağlamında değerlendirmek her zaman sıkıntılı ve eksik durumları karşımıza çıkaracaktır. Nitekim tv deki tartışma program konuklarından bir prof hocalarımız namazda sadece dua ayetleri okunur çıkarsamasını da bu bağlamda değerlendirmek gerekir.

Kur'an'ın asıl işlevi hakikati tebliğ, yöntemi de öğüttür. Buradan baktığımızda bu öğütü öncelikle olarak Kur'an okuyan almalı ve değerlendirmelidir. Tebbet suresi de Hz. Peygamber'in amcası Ebu Lehep ve hanımın kötü hallerinden dolayı oldukça sert bir tehditle  cehennemlik olmalarından bahseder.  Bu konseptin namazda kendi günahlarının affı için Allah'a yönelen Müslüman için çok da anlaşılır olamayacağı düşüncesindedirler hocamız.  Oysa her insanda nefis vardır. Nefis sürekli insana Allah'ın yasakladığı hal ve hareketlerin cazibesini öne çıkartarak yapılmasını fısıldar. İnsanın dünyada ki mücadelesi de nefsini olabildiğince kontrol altına alarak Allah'a daha çok yaklaşmaktır. İnsanın bu mücadelesi Kur’an’da geçmiş ümmetlerin hikayelerinden de beslenir güç devşirir. Tebbet suresinde zemmedilen Ebu Lehep gibiler her daim yeryüzünde bulunur, bulunmaktadır. Kendi yakınlarının tamahkarlığı altında pek çok sıkıntı yaşayan bir çok insan bulunur. Bu anlamda Ebu Lehep tarihi bir kişilik olsa da davranma biçimi bir çok insanın bugün de yarında çok rahat yaptığı/yapabildiği eylemlerdir. Namaz zikir, zikir hatırlama Kur'an öğüttür. Hal böyle olunca Tebbet Suresi'nin en büyük zikir olan namazda okunması insanın hem kendinde hem de toplumda olan Ebu Lehepvari davranma biçimlerinden kurtulmak için Allah u Teâlâ’ya münacatı olarak değerlendirilir. Dolayısıyla tabi ki namazda bol bol okunmalıdır. Uzun yıllar önce bu meyanda Namazda Fil Suresi Neden Okunur diye de bir yazı yazmıştım. Bahtıma hep böyle yazılar düşüyor anlaşılan…

 9.7.2016

Nevin Meriç